FT - FifaTurnuvalari
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Satrancın tarihi...

2 posters

Aşağa gitmek

Satrancın tarihi... Empty Satrancın tarihi...

Mesaj tarafından Admin Ptsi Şub. 23, 2009 9:13 pm

Satranç Tarihi

Satranç,
bakış açısına göre ya inanılmaz derecede eski ya da dikkate
değer şekilde yenidir. Satranç kurallarının, 7. yüzyıldan
günümüze kadar nasıl geliştiğinin hikayesi çok
karışık ve şaşırtıcıdır:


Satrancın atası MS 600'de oynanan Çaturanga isimli oyundur.
Tarihçiler
satrancın (daha doğrusu çaturanga'nın) din zulmünden
kaçan budist rahipler yoluyla Çin'e
götürüldüğünü düşünmektedirler.
Çin satrancı 8. yüzyılın sonunda ortaya çıkmıştır ve
onu Japon versiyonu Şogi takibetmiştir.


Öteki
yöne dönüldüğünde, satranç 625 yılları
civarında Pers ülkesine ulaşmıştır (Bugünkü İran).
Persler bu oyuna Çatrang ismini vermişlerdir. Araplar
satranç hastalığına 25 yıl sonra yakalanmışlar ve Şatranç
ismini vermişlerdir.

Emeviler
İspanya'yı 700 yılında işgal ettiklerinde, yanlarında satrancı da
getirmişlerdir. Bizans İmpratorluğu ile de karşılaşma önemli bir
dönüm noktasıdır.


Yüzyıllarca
satranç yavaş stratejik bir oyundu. 1400'lü yılların
sonunda iki uzun menzilli taşın (Fil ve Vezir) icadıyla oyun
hareketlendi. Oyun bu taşlarla beraber çok heyecanlı hale geldi
ve bir süre sonra İspanya'dan tüm Avrupa'ya yayıldı.

Rok kuralı
çok daha yavaş kabul edildi. Başta Şah istisnasız en fazla bir
kare ilerleyebilirdi. Ama Fil ve Vezirin oyuna dinamik bir şekilde
katılımından sonra Şahın biraz yardıma ihtiyacı olduğu anlaşıldı. Orta
çağlarda bir süre rok hareketi iki hamlede
gerçekleştirildi. Ama 1600'lerin başında artık bir hamlede rok
hareketi kural haline gelmişti. Şah ve Kalenin rok hareketiyle tam
olarak nereye yerleştirileceği ancak 17.yüzyılda belirlendi ve
İtalyanlar kendilerine özgü rok hareketine 1900'lere kadar
sahip çıktılar.


İlk resmi
uluslararası satranç turnuvası 1851'de İngiltere, Londra'da
düzenlendi. Bu turnuvada İngiltere şampiyonu Howard Staunton
herkes için geçerli olması gereken Satranç
Kuralları'nın (rok, geçerken alma berabere kuralları,dokunulan
taşı oynama kuralı vb.) onaylanma gerekliliğini tartışmaya açtı.
Ne var ki bu hayalin gerçekleşmesi ancak bugün FIDE
(Federation Internationale des Echecs) ismi altında bilinen
uluslararası bir satranç federasyonunun kurulmasıyla
mümkün oldu.


FIDE
tarafından, internet üzerinden satranç, bilgisayar,
satranç programları gibi gelişmeler doğrultusunda
"Satranç Kuralları" nın yeni düzenlemeleri yapılmaya devam
edilmektedir.




Satrancın KökleriKralların oyunu Hint kökenli

Satranç
oyununun kökeni bulundu: Satranç, İ.S. 450 yıllarında
Hindistan’da gelişmiş. Bir Alman kültür tarihi
araştırmacısı, satrancın Çin veya İran oyunu değil, aslında
Hindistan’da geliştirilmiş bir savaş stratejileri ve taktik
geliştirme yöntemi olduğunu ortaya çıkardı.

Zaman
6.yy’ın ortaları. Kuzey Hindistan’ın Kanauj kentinden yola
çıkan kervan Pers hükümdarına sunulacak hediyeleri
taşıyordu. Hintlilerin 1000 deve ve 90 filin sırtına yükledikleri
altın, misk, tütsü, ipek ve Hint kılıçları arasında,
çok değerli bir armağanı da götürüyordu:
16’sı zümrüt, 16’sı yakuttan yontulmuş 32 oyun
taşı ve Hintlilerin 64 kareli geleneksel oyun tahtası
‘astapada’dan oluşan satranç takımıydı bu.

Pers şairi
Firdevsi, kuzey Hindistan’dan Pers kenti Ktesiphon’a
yollanan söz konusu kervanı Şehnameye aktarmış ve böylece
tarihte ilk kez bir satranç oyununun bir ülkeden diğerine
götürüldüğünü belgeleyen kişi olmuştu.


Oyun değil

Bu değerli
oyun, Pers hükümdarlarının zekalarını ve bilgeliklerini
ölçmek için gönderilmişti. Bu diplomatik
yolculuk şimdi yıllardan beri satranç oyununun kökeni
üzerindeki tartışmaya son verecek bilimsel bir dayanak haline
geldi.

Münihli
kültür tarihçisi Renate Syed: ’Satrancın
sanıldığı gibi Çin veya İran’da değil, Hindistan’da
keşfedildiğinden eminim’ diyor. Ona göre satranç eski
oyunlardan değil, savaş taktiklerinden gelişmişti. Sanskritçe
ismi ‘caturanga’ da buradan geliyordu zaten. Yani
satranç aslında oyun değil savaş stratejileri ve taktik
geliştirme yöntemiydi.

Hindistan’da
ilk olarak İ.S.630 yılında Kanauj kentindeki gelişmeleri anlatan
Şehname’de ele alınan satrançtan, Kamasutra gibi İ.S.450
yılına ait kapsamlı kaynaklarda henüz söz edilmemekte. Syed,
satrancın 450 yıllarında Kanauj kenti civarında keşfedilmiş olduğunu ve
o tarihlerde kendilerine benzeyen toplulukları arayanlar tarafından
geliştirildiğini tahmin ediyor.


Bölgedeki
hükümdarlar kendi aralarında ‘toplumsal önemi
çok büyük olan’ savaşlar düzenliyor ve
karmaşık satranç kurallarına göre dört
bölüklü ordularını (ordu da caturanga olarak
adlandırılmıştı) çevredeki geniş ovalarda
çarpıştırıyorlardı. Köylülerden oluşan piyadeler
kurban olarak önden ilerlerken, taarruz birlikleri karşı cephedeki
piyade ve süvarileri korkutup ezebilmeleri için zırhlı
fillerle korunuyordu. Okçular dört koşumlu savaş
arabalarını büyük bir hızla düşman hatlarına doğru
sürüyor ve süvariler düşmanı çevreleyerek
kıstırmaya çalışıyorlardı.


Entelektüel girişim

İşte kan ve
onur kokan atmosferde, satranç oyununun ilk örneği
kendiliğinden gelişmişti diyor Syed, Spiegel dergisinde yayımlanan
yazıda. Savaş, Brahmanlar için son derece entelektüel bir
girişimdi. Çünkü Hintli bilginler çarpışmaların
başarılı geçmesi için teorik tecrübeler edinerek
yeni savaş taktikleri ve hileler geliştiriyordu.


Peki ama
karmaşık savaş teorilerini heykelciklerle üretmek nereden
akıllarına gelmişti? Bunu anlamak pek zor değil, çünkü
Hint kültüründe resmin önemli bir yeri vardı.
Mesela savaş hazırlıkları ya da savaş sahneleriyle ilgili
görüntüler Brahmanlar tarafından saray halılarına
işleniyordu. Savaş taktikleri için oyun taşlarının kullanılmış
olması bu yüzden hiç de şaşırtıcı
görünmüyor. Ayrıca şimdiye dek oyuncak ya da kült
objesi olarak tanımlanan asker, süvari ve fil heykelcikleri de bu
tabloyla birebir örtüşmekte.


Oyuna dönüştü

Belli bir zaman
sonra bilginler Hindistan’da zaten uzun bir süredir
kullanılmakta olan 64 kareli oyun tahtasını bu satranca uyarlamış ve
satranç oyunun yolunu açmışlardı.


Satranç
oyunu, figürleri ve hareketleriyle gerçekten de Hint
ordusundaki savaş kurallarını andırıyor. Oyun tahtası üzerinde de
köylüler (piyonlar) önde saldırıyor. Satranç
tahtasının bir tarafından diğer tarafına kadar düz olarak
gidebilen kalenin hareketi, savaş arabasının manevrasını yansıtırken
atın L şeklindeki hamlesi de süvari birliklerinin düşmanı
usta bir şeklide kıstırma taktiğine dayanıyor.


Ordudaki kurallara göre kral önündeki piyade birliklerince korunarak arka sıradan ağır adımlarla ilerlemekteydi.

400 farklı pozisyon

Syed’e
göre satranç oyunundaki iki fil ve vezir figürü
de eski Hindistan’daki savaş stratejilerini oyun tahtasına
taşımıştı. Filler zırhlılara benzer biçimde düz hareket
edebilirken vezir, bugünden farklı olarak yalnızca yakınındaki
dört karede çapraz olarak ilerleyebiliyordu.


‘En
saygın ailelerden gelen vezirler cephede kralın yanında yer
alıyordu’ diye açıklıyor Syed. Arapların, ordularını
çok sayıda at ve deveyle takviye etmelerinden sonra vezir
bugünkü satranç oyunundaki uzun hamlesine kavuşmuştu
(vezirin hareketi fil ile kalenin hareketlerinin birleşimidir).


Araştırmacı,
satrancın aristokratların zeka oyunu olduğunu ve asla iddialara sahne
olmadığını savunuyor. Hintliler kısa bir zaman sonra taşların
siyah-beyaza dönüşmesinin ardından oyunda 400 farklı
pozisyonun yakalanabileceğini de keşfediyorlar.


Bu asil oyunu
İ.S.565 yılında kervanıyla Pers ülkesine gönderen kişi Kanauj
kentinde hüküm süren Muakhari hanedanından kral
Sarvavarman idi.


Armağanı kabul
eden hükümdar Khusrau Anushirvan’ın bu değerli oyun
takımına dokunup dokunmadığı bilinmese de, en azından Wazurgmihr
adındaki bir bilgeden oyunun kurallarını öğrenmeye
çalıştığı söyleniyor.


Üstelik
bilge, satrancın savaş kurallarına uygun olarak geliştirildiğini
bulmuş, ancak bu oyunun Perslere pek yararı olmamış. Bilindiği gibi
Persler birkaç on yıl sonra Arapların istilasına uğrayacaktı.





Satrancın Kilometere Taşları.Ö 4000 :

Mısır'da
Kraliçe Nefertiti'ye ait pramitin üzerindeki plaka
kayıtlar, satrançla ilgili bilinen ilk dökümanlardır.


İ.Ö 13'üncü yüzyıl :
Troya Kuşatması
sırasında Palamades'in bu oyunu bildiği ve bu nedenle "Tahta At" ile
tuzak kurma fikrini geliştirip uyguladığı bilinmektedir.


İ.Ö 218 :
Kartacalı
Hannibal Romalılar'a karşı fillerle kuzeyden saldırma stratejisini
geliştirip başarılı bir biçimde uyguladı. Ancak, iklim
koşullarını hesaba katmamış olması, yüksek askeri ve
satranç dehasının yanında yaşının genç oluşunun getirdiği
deneyimsizlikten kaynaklanıyordu.


İ.S 380 :
Satrançla
ilgili bulunan ilk yazılı belgelere, Hint hükümdarı II.
Chandragupta zamanında ve "Çaturanga" adlı Sanskritçe
oyunda rastlanmaktadır.


531 - 579 :
Bu dönemde yaşayan İran Şahı I. Hüsrev'e satranç takımı hediye edildi ve oyun "Çatrang" adını aldı.

600 :
Hindistan'ın
Pencap bölgesinde oyunun normları bugünkü
biçimini aldı. Aynı yıl Araplar'ın İran'ı istila etmesi ile oyun
Arap ve İslam dünyasında kabul gördü ve adı "Satranj"
olarak değişikliğe uğradı. Yine bu yıllarda satrancın, Çin'de
"Sat-RanÇu" adıyla oynanmaya başlandığı bilinmektedir.



Admin
Admin
Site Kurucu
Site Kurucu

Erkek Mesaj Sayısı : 1012
Yaş : 34
Rep Puanı : 2
Rep Gücü : 10023
Kayıt tarihi : 05/02/09

https://fifaturnuvalari.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Satrancın tarihi... Empty Geri: Satrancın tarihi...

Mesaj tarafından Admin Ptsi Şub. 23, 2009 9:13 pm

Devamı....

714 :
Said İbn-i Cubayır'ın satrancı körleme oynadığı bilinmektedir.
800 :
Emevi Devleti, satrancı İspanya'ya taşıdı. Harun Reşid, Fransa Kralı Charlemagne'ye satranç takımı armağan etti.

834 - 842 :
İlk satranç problemi Bağdat'ta Halife Muttasım Billah tarafından hazırlandı.

946 :
Bulunduğu çağın en güçlü satranççısı olarak Türk Assuli kabul edilmektedir.

1000 :
Satranç, Bizanslılar, Ruslar ve Vikingler tarafından da oynanmaya başlandı.

1011 :
Firdevsi'nin ünlü "Şehname" sinde satranç oyununa geniş biçimde değinilmektedir.

1061 :
Kilise, satrancı İslam kültürünün bir parçası olarak ilan etti ve oynayanları aforoz etti.

1200 :
Fransız romanı
"Huon de Bordeaux" da, Huan, Kral Ivory'nin kızıyla, kazanırsa geceyi
birlikte geçirmek ve yenilirse başının kesilmesi koşuluyla
satranç oynadı.


1283 :
"Akıllı Alfons'un Oyunları" adlı kitap, bilinen ilk satranç kitabıdır.

1475 :
Avrupa'da
oyunun içine Kraliçe (Vezir) ve Papaz (Fil) dahil
edilerek, oyunun üstünde bulunan İslam
kültürünün bir parçası olma gerekçesi
ve dolayısıyla da aforoz edilme tehlikesi ortadan kaldırıldı. Bu da
satranç zekasının en despot kafa yapılarını bile ikna ederek
düzeltebildiğinin diğer bir işaretidir.


1492 :
Kristof Kolomb,
Marco Polo'nun doğu serüvenlerini okuduktan sonra çok
etkilenmiş, yaşam biçimini buna göre yönlendirmiş ve
uzun deniz yolculuklarına çıkarken yanına aldığı eşyaların
arasına satranç takımını da koydu.


1495 :
İlk pratik
satranç kitabı İspanya'da Lucena tarafından yazıldı. El yazması
olarak 20 bin kopyasının çoğaltıldığı bilinmektedir.


1510 :
Yavuz Sultan
Selim, şehzade iken sivil kıyafetle Safevi Devleti'nin başındaki Şah
İsmail ile ünlü satranç karşılaşmasını yaptı. Yavuz
Sultan Selim, 1514'de Safevi Devleti'ni devirdiğinde, elde edilen
ganimetler arasında 8 bin adet satranç takımının bulunduğu
arşivlerde yer almaktadır.



1575 :
İlk uluslararası satranç müsabakası Madrid'te Kral II. Philip'in sarayında yapıldı.

1700'ler :
Satranç kafeleri moda haline gelmeye başladı.

1747 :
Fransız Philidor, Suriyeli Stamma'yı 8-2 yendi.

1749 :
Philidor'un
yazdığı "Analyze des Echecs" de satranç, tarihi belgelere
dayanılarak anlatıldı. Bu belgelere göre Heredot, Euripedes,
Pliostratus, Homer, Virgil, Aristotle, Seneca, Plato, Ovid, Horace,
Quintilian ve Martial'ın satranç oynadığından söz
edilmektedir.


1769 :
İlk satranç makinesi "Türk", Baron Von Kempelen tarafından icat edildi.

1783 :
Philidor aynı anda üç kişi ile oynayarak ilk çoğul gösteriyi gerçekleştirdi.

1790 :
Sir William Jones'un "On the Game of Chess" adlı kitabı yayımlandı.

1793 :
Eyles Irwin'in "Account of the Chinese Game of Chess" adlı kitabı yayımlandı.


1795 :
Philidor
öldü. Verdoni, Sarratt ve Deschalpelles sonraki otuz yılın en
güçlü satranççıları oldular.


1801 :
Captain Cox'un "On the Burmha Game of Chess" adlı kitabı yayımlandı.

1804 :
İlk posta yolu ile oynanan satranç oyunu Breda ve Hague oyuncuları arasında gerçekleşti.

1813 :
9 Haziran 1813 tarihinde, dünyada ilk kez Liverpool Mercury gazetesi satranca köşe ayırdı.

1824 :
Londra -
Edinburg arasında yazışmalı satranç maçı oynandı ve
Edinburglular iki galibiyet, iki beraberlik ve bir yenilgi ile
maçı kazandılar.


1836 :
İlk satranç dergisi olan "La Palamade" Paris'te yayımlandı.

1844 :
İlk telgraf ile maç Baltimore ve Washington DC kentleri arasında oynandı.

1854 :
İlk problem yarışması Londra'da yapıldı. Walter Grimshaw kazandı. Yarışmaya yalnızca İngilizler katıldı.

1857 :
Murphy aynı anda 51 yarışmacıya karşı oynadı.

1859 :
Rusya'da ilk satranç dergisi "Shakhmatny Listok" yayımlandı.

1876 :
New York'ta parlak ödüllü turnuva gerçekleşti.

1878 :
Telefonla ilk satranç maçı İngiltere, Derbyshire'de gerçekleşti.

1881 :
"British Chess Magazine" yayımlanmaya başladı. (Kesintisiz olarak hala yayımlanmaktadır)

1883 :
Londra turnuvasında, Thomas Bright Wilson'ın tasarımladığı satranç saatleri kullanılmaya başlandı.

1886 :
İlk resmi
dünya şampiyonluk maçı Steinitz ve Zukertot arasında
gerçekleşti. (+10 = 5-5) skorla Steinitz Dünya Şampiyonu
oldu.


1887 :
Londra satranç ligi kuruldu.

1895 :
İsviçre
Zürih'te yapılan turnuvada Dr. J.Muller'in geliştirdiği
"İsviçre Sistemi" denilen eşlendirme kullanıldı.


1902 :
İlk radyo ile satranç karşılaşması Atlantik'te gerçekleşti.

1924 :
Uluslararası Satranç Federasyonu FIDE kuruldu. (Federation Internationale des Eches)

1928 :
Uluslararası Yazışmalı Satranç Federasyonu IFSB kuruldu. (International Fernschach Bund)

1945 :
ABD - SSCB
arasında radyo ile satranç maçı oynandı. (Maç,
İkinci Dünya Savaşı'nın bitimini kutlama etkinlikleri kapsamında
düzenlenmişti.)


1950 :
FIDE satrançta unvanları vermeye başladı. (IGM, IM gibi.)

1951 :
Yirmi yaş altı Dünya Şampiyonluğu maçları başladı.

1952 :
Kenneth Harkness, turnuvalarda "kuvvet puanı" (rating) hesaplamalarını gerçekleştirdi.


1953 :
Yazışmalı Satranç Federasyonu unvan vermeye başladı.

1957 :
Bayanlar, satranç olimpiyatlarına dahil edildi. Avrupa şampiyonası yapıldı.

1958 :
Bilgisayarlarda satranç oynanmaya başlandı.

1971 :
Avrupa Gençler Şampiyonası yapıldı.

1972 :
Fischer, dünya şampiyonluğunu Ruslar'dan alan ilk batılı dünya şampiyonu oldu.

1975 :
Fischer satrancı bıraktı ve milyonlarca doları reddetti.

1976 :
Satranç bilgisayarları evlerde kullanılmaya başlandı.

1996 :
Kasparov dünyanın en gelişmiş bilgisayarı olan IBM Deep Blue'yu 4-2 yendi.

1997 :
Kasparov
geliştirilmiş IBM Deep Blue'ya karşı 3-1/2-2-1/2 skorlarla maçı
kaybetti. Bu olay dünya satranç tarihinde bir dünya
şampiyonunun bilgisayara karşı kaybettiği ilk maç olarak tarihe
geçti
Admin
Admin
Site Kurucu
Site Kurucu

Erkek Mesaj Sayısı : 1012
Yaş : 34
Rep Puanı : 2
Rep Gücü : 10023
Kayıt tarihi : 05/02/09

https://fifaturnuvalari.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Satrancın tarihi... Empty Geri: Satrancın tarihi...

Mesaj tarafından furkanbal Çarş. Mart 25, 2009 4:21 pm

TEŞEKKÜRLER
furkanbal
furkanbal
Moderatör
Moderatör

Erkek Mesaj Sayısı : 400
Yaş : 30
Nerden : İzmir
Rep Puanı : 1
Rep Gücü : 959
Kayıt tarihi : 23/03/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz